DİĞER
"Hamburg’un bolca yağmurlu ve fırtınalı, havanın erkenden karardığı kış günlerinde müze ziyaretleri adeta bir sığınaktır. Sanat okulu öğrencilerinin kimi salonlarda gruplar halinde çalıştığını, seçilen eserlerin eskizlerini yaptığını görmek ve mekânla bütünleştikleri açık derslerine tanıklık etmek ise ayrı bir keyiftir."
“Hayat zenginleşiyor ve çeşitleniyor, tabii sorunlar da zenginleşiyor ve çeşitleniyor ama bizim öyle biçilmiş bir siyasetimiz var ki yeni bilgi ve yeni insan oraya giremiyor. O nedenle de siyaset Türkiye’de daraldı. Politika da erbabının değil, politika esnafının eline kaldı.”
"Kunt’un hiçbir kitabı bugüne kadar bir ikinci basım görmemiştir. Sahne projektör ışığına boğulmuş ama orada hiç kimse yok. Şunu da biliyoruz: Bekir Sıtkı da Celal Sılay, İlhan Tarus veya Reşat Enis gibi başka şair/yazarlarla birlikte, sık sık unutulan yazarlar listelerine girip çıkmış, demek boyuna 'unutulmuş olarak', unutulmasıyla hatırlanmıştır, yeri sağlamdır."
"Mithat Cemal Kuntay, Üç İstanbul romanıyla, benzer dönemi bambaşka bir yaklaşımla olumlayarak anlatan Abdülhak Şinasi Hisar’la ve yapıtlarıyla bir karşıtlık oluşturur aynı zamanda. Birinin yücelttiği dönem ve değerler ötekince yere batırılmıştır."
"İyiliği Düşünmek gibi bir ad taşıyan bir kitapta bence “iyilik” kavramı, hem “iyi”den bağımsız olarak hem de soyut olmaktan çıkarılarak ve bugünkü kaygılarla daha derinlikli düşünülüp tartışılmalıydı."
Unutulanlar, Hiç Bilinmeyenler ve Bilinmek İstemeyenler vesilesiyle Erol Üyepazarcı ile yaptığımız söyleşinin ikinci bölümü: Popüler romanlar yazıldıkları dönemin aynası sayılabilir mi? Neden bazı eserler yazıldıkları dönemde çok popülerken zamanla tamamen unutulur? Uyarlama ile intihal birbirinden nasıl ayrılır? Popüler bir roman eleştirel olabilir mi? Yoksa “kanon” anlayışımızda bir yanlışlık mı var? Popüler edebiyatta kadın okurların ve kadın yazarların rolü…
Bu yıl dokuzuncusu düzenlenen Yayıncılık Konferansı'na çok sayıda edebiyatçı, yayıncı, editör, çevirmen, tasarımcı, telif ajansı, kitapçı, dağıtımcı, kütüphaneci ve akademisyen katıldı
Uzaktaki herhangi bir şeyi ilk kez görmek zordur. Ama bir defa fark ettiyseniz artık, onu tekrar bulmakta zorlanmazsınız. Tepemizdeki mavi de öyleydi işte...
Midhat Cemal Kuntay'ın Divan edebiyatı üzerine 1 Aralık 1949 tarihinde Vakit'te yayımlanan yazısı "Klişe" dosyamız kapsamında K24'ün Evvel Zaman sayfalarında...
Yıllar öncesinden bugünün yaratıcı okurlarına da seslenebilen Taşlıtarla’daki Ev ve Herhangi Bir Roman Kitabıdır adlı iki kısa roman, tam anlamıyla devrimci nitelikte yapıtlardır
© Tüm hakları saklıdır.